Yeni yağmış yağmurlar gibi kokarken sen ben ise günlerin pisliğini taşıyan sokaklar gibi metanetli sen ağaç yapraklarından sızan ışık ben ise sadece gece karası sen ve ben ne kadar zor olabilir ki? gece ve gündüz kadar değil mi?
Hani birşeyler çağrışır insana durup dururken aklına dolar sebepsizce dokunmak istemeyeceğin kadar yakın ama onsuzluğa dayanamayacağın kadar uzak olur öyle birşeydi benimki bilemezdim dayanılmazlığına yenildim dokunuverdim bilemezdim
ne yapayım ne diyeyim ölürüm bende ölümden söz etmeden acı bir tat gözlerde buruk giderim aranızdan bir gün sen bilmesen de ölümden söz etmem sana madem öyle
Hayır hiç de bile karanlıkken oda korkulacak birşey bulamazsın kendinden başka içindeki derinlik sen işte bundan korkarsın karanlık odalarda derin susarsın o derinlikten kimbilir hangi gün çıkarsın gözlerin kapalıyken gün ışığına nasıl bakarsın
Bile bile sonunu yaparsın ya yine de bile bile başına gelecekleri bile bile kurarsın o hayalleri çekersin o dumanı içine içine bile bile bazı şeylerin sonunun geldiğini bile bile gidersin ya ölüme kabullensen de kabullenmesen de bu da öyle birşey işte bile bile istesende istemesen de bütün bunları bile bile ..... diyemedim malum kelimeler işte sende diyeceğimi bile bile konuşturma beni işte
Gide gele aşınmış umutlarımdan boyalı odalarım geniş kapılar kaçamak bakışlar güneşsiz pencere gide gele aşınmış yollar bir avuç dolusu el sebebi bu tüm yokoluşlarımın
Bugün sana baktım sen bilmedin ben sana bakmaya devam ettim sen oralı olmadın bakmayı sürdürdüm sen farkına bile varmadın bugün sana baktım sen bana asla bakmadın ben sana neden baktım hay bakmaz olaydım
Gelirsin diye bekledim bir köşe başında en mor anılarımdan buket yaptım çöpe attım mavilerinden kanat yaptım bulutlara taktım en köşe başında seni bekledim bir umutla gelirsin diye bekledim
Nasılsın diye sorma bir cevap barındırmamaktayım neden deme bana bilemem ki anlamsızım karşında oturmuş sana bakarken farksızlardayım farkında değlsin ama sana bakmaktayım bana sorular sormandan korkmaktayım seslerden bir yokluk bir düzlem sessizlikten varolmuş nasıl deme bana sakın uyanmaya kalkma sağ elimi sol elimden kaçırmaktayım sana yalanım yok sen uyurken karanlıklardayım bir uyan o zaman anlatırım
Parçalı düzlemsiz gökyüzüm anlamsız bulutlar şaibeli bakışların acımasız sen bile olsan ben duramam hislerim yekpare gemilerim kanatsız bulutlar düştü tepemden bakışların düşmedi üstümden gökyüzüm düzlemsiz rüyalarımda bile rahat yok mu senden?
Öyle birşey ki bir göl ve gölde bir dalga dalgada bir su tanesi suda bir yansıma yansımanın kendisi gölde bir su tanesi su tanesinin gölgesi öyle birşey ki aslında gölün kendisi dalgada bir gölge gölde bir yansıma ki görülmeyesi gölün yanına gidilmeyesi
Kör bir sokak lambası sadece konuştuklarımızdan yola çıkarak altında ışıklarını yakabiliyorsa sen nasıl bu kadar sen nasıl kaçarsın karanlıklarından kör bir dilenci konuştuklarımızın ışığında doğruları görebiliyorsa ben de neden ben de dilenmiyorum o zaman?
Göz göre göre kör olmak alacalı bulacalı renkler aleminde dokunmak sana dokunmak içinde bir yerlerde alacalı bulacalı renkler aleminde göz göre göre kör olmak canlanıyor gözlerimde siliniyorsun başaramıyoruz içinde içinde bir yerlerde alacalı bulacalı renkler aleminde göz göre göre kör olmak
Kalabalıkları sevmiyorum anlatyorlar bölünmüşlüklerimi kendimin oyun bozanlardanım istemiyorum hayat bana şeker almıyor çocuklaşmak mavi mavi onları istemiyorum lütfen geri gitsinler oyunumu bozanlar var istemiyorum içimde bölünmeyi kalabalıkları sevmiyorum
Yazmak için uğraşmadım hiç...çıkmak için en çok uğraşanları yazdım hep.
Yapbozun bilmemkaç parçasından biri herbiri aslında..
ve en önemlisi;
bazıları benim için hayatımda bazılarından öteye gitmiş insanlara ait,
ama aralarından bazı yazılanlar varki..onlar sahipli..vaktinde paylaşmak istiyorum yazıyorum diyip sonradan vakit bulup gösteremediğim insana..hatırlar bu anı umarım..