29 Aralık 2008 Pazartesi

Ko(r)ku






Sokaklar
sen gibi kokuyor giderek
engel olamıyorum
renklerin arasında bir cinayet işleniyor
sokaklar
sen gibi kokuyor giderek
kaçamıyorum
anılarım kayboluyor
hissettirdikleriyle yaşıyorum
sokaklar sen kokuyor
bununla yaşıyorum

23 Aralık 2008 Salı

Sustum çünkü





Kelimeler denizimden
yakalıyorum onları
sonra geri salıyorum
geldikleri yere
büyüyüp cümle olsunlar diye

Adım




Bir adım
bir adım daha
bir adım karanlığa
bir adım adımına
adım önce senden
adım senden sonra
bir adım yanında ya
bir adım sonrasında
ve
adım adında
belki adım adında
adım atmak adına
adımlamak karanlıkları
adım var aramızda
adlarımız da orda
bir adıma bakar
dünyanın en zor adımına

İçimde hala sen





Gözler uyumamaya kapanıyor
umutsuzluk kanalında yol yol açık
en önden koş
yanan umutlar
aşk gibi kokuyor
acılar keskinleşti
mutlu bir tebessüm
elimde yok taneleri
ceplerim yanık
eve dönüyorum
uykular benim
geceler senin olsun
rüyalarım benim
yaşamın senin olsun
odamın pencereleri açık
perdeleri kapalı
aşk gibi kokuyor içerisi
seni taşımaktan ceplerim yanık



Aşındım






Yağmur gibi yağdı üstüme
ve
güneş gibi açtı
üşüdüm
ve
ısındım
en sonunda aşındım

20 Aralık 2008 Cumartesi

Kaçış






Kaç kendinden
kendine doğru
kendi kendine

17 Aralık 2008 Çarşamba

Ben demiştim...





Hep oradamıydın?
gittin ve geldin mi?
yoksa
hiç gitmedin mi?
bakarkör mü oluyorum yoksa?
benim ben
bildin mi?
unut şimdi
seçmediğin seçilmişi
geçmemiş geçmişi
zaten unuttun gitti
istedinmi geçer hepsi
ne derdin acaba?
hiç denedin mi?
istedin mi?
ben sana demedim mi?
peki ya söylediklerini?
hatırladın mı dediklerimi?
yine bildim mi?



Pişmanlık






Pişmanlık
dev aynasına kızgınlık ile bakma sonucu olan hadisedir
ben o aynanın karşısından ayrılmayan küçük çocuklar gibi
uzun uzun kendimi seyre daldım
öfkem hiç dinmeyecek sandım
yanılmışım
pişmanım
büyüyüp dev aynasına sığmaz olunca anladım

Sokak





Sokak başlarından çekindim hep
birşeylerin başlangıcı olmaları ürküttü
belki de başlangıç olmaları sadece
ya da
yaşananın sadece bir sokak olması
başından bakınca sonu görünen şeyler yaşamak ürküttü belki de
ya da
zaten ürkektim hepsinden bir sokak aldı nasibini
herşey bir sokaktan ibaret mi?
yoksa sadece bir sokak mı bu??
aslında bu sokak hiç yoktu
benim hep gördüğüm aynı sondu
belki

14 Aralık 2008 Pazar

Sabah Sabah





Bu sabah
aynada kimseyi göremedim
korkmalı mı?
kimseye söyleyemedim

Gölge






Ayak uçlarından başlar
en büyük korkun
ve
en büyük saplantın
ve de
en büyük duyguların
pişmanlığın
ve
dipte kalmış senliğin
sürünür seninle birlikte
çeşitli şekillerde
kimi zaman önünde kimi zaman berinde
bazen duvarında
kimi zaman yastığında yorganında
bir yatak kıyısında
flu bir mercek ağzında
her zaman yanında
ama ayak ucundan başlar daima
sensin o da
bazen de ben
farketmediğin zamanlarında
dediğin gibi
ben
içinde,kanında
ona da düşman olma
bir o kaldı yanında
bir de ben
kanında

Korku






Çember köşelerinden topla beni
ölmek korkutmaz gel acıt beni
içim yandığında canım yanmaz oluyor
çelişkilerden bir trafikte kim vurduya gittim
kim tutabilirdi ki şimdi
dönememek korkutur beni


Serbest






Serbest düşüş
çağrışımlara inanmıyorum
görmeyi unuttum
serbest çağrışım
düşmeye inanmıyorum
yerçekimini unuttum


12 Aralık 2008 Cuma

Bir Parça





Yanlış şehirde
yanlış zamanda
yanmış adam
kim tutar davasını
yanlış ellerde
yanlış devirde
yanmış kalan
bir parça aşk

ya kalanı?


Sebebi ne?





Nedenler birşeylere sebep olacaksa eğer
sebepler birşeylere neden olmalı
olmayacaksa eğer
neden sorusu sorulmaya sebep kalmamalı

Sarhoş





Karanlık etrafımda dönüyor
ellerim tersi yönde
sesler aklımda dönüyor
tam tersine susuyorum
ellerimden eksik olmuyor
lanet şişe ağızları
içleri her farkettiğimde boş
onlarda dönüyor
alkolümde kan var
o da damarlarımda dönüyor
bende tersi yönde
düşünceler içimde dönüyor
bir sen dönmüyorsun
bir de huzur
lanet şişe ağızları
ellerimden eksik olmuyor
karanlık gözlerimde dönüyor
ama bir sen görmüyorsun
bir de o...

11 Aralık 2008 Perşembe

Hayalet






Yankılanmayan seslerim var
oysa ben eminim var olduğuma...
ne olmuş gölgem yoksa??
reddediyorum bu gerçekdışılığı...
yok muyum?
yoksa??
içimden geçip giden sen
yokluğumun var olduğuna eminim artık


Sözlük






Bağlılığın gitmekcesine''ayrılık''demişler
öyle ki
gitmenin birliktelikcesine
''saplantı''
''nasıl olabilir''ki?
sorusunun ayrılıkcasına
''artık bitti''
''seviyorum''un karşılığı
''kör'' imiş meğer
aptalca
cesurca




Kilitli,Özgür






Beni dışarıya kitledin
aklınca
nasıl olacaksa artık bu esaret?
fikrimce...



Düşünceler





Düşünceler
bir su damlası kadar sessiz
tek tek damlamaktalar
akıl kenarlarımdan
bir göl
aklımda
tane tane kurumaktadır
damlalarca su var orada
ve hepsi sessiz

8 Aralık 2008 Pazartesi

Ders Niteliğinde





Az içtim çok sustum
çok yuttum pek doldum
günlerce pul pul oldum
bir rüzgarda savrulmaya hazır oldum
içim yandı konuşamaz oldum
ama birşeyler buldum
bir üstadıma sözü bırakma ihtiyacı duydum

Sevmek

Nokta almaz

Çocuklar.


Sevmeye nokta koyan

Sınıfta kalır.


Onun,

Virgülleri vardır

Çocuklar.


Sevmek noktalanmaz;

O, noktadır.





Okumaktan vazgeçmediğim,üstad,anlayana ve bilene yazan; Ö.A.

Ben sana nokta koyma demiştim....
iki nokta ile ne anlam ifade ederiz ki şimdi??

7 Aralık 2008 Pazar

Quo Vadis?






Gel olduğun gibi dedin
geldim o an olabildiği gibi
konuşmadın
kırıldım
seslendim
duymadın
gecenin köründe
bir aydınlık var yüzümde
geldim olduğun gibi
kaçtın
gelmeye korkarım şimdi...

Bunalım






Düştüm çıkamadım
bilmeyeyim akıbetimi
sonum olmasın
görmeyeyim
farketmez
aynı yerdeyiz nasıl olsa

6 Aralık 2008 Cumartesi

Kısaca






Çöz yap
yap boz
boz git
git kal
kal gel
gel çöz


Çözümün ağzından






Kısa yollar çözüme gitmez
sadece gider onlar
her yolda çözüme gitmez
sadece yoldur onlar
bazen çözüme yol gitmez
sadece yolla gidilmez onlar
herzaman çözüme gidilmez
çözülmemeli bazen onlar
sırlarıyla güzel olanlar


Soru






Sorun var
kimlik yok
kimlik olmamasında sorun yok
sorunun kimliği yok
kimliksizin sorunu yok
kimliksiz olmakta sorun yok
sorun var
soran yok
sorun yok



Ameliyat






Yetmez şimdi aklım
boşlukları sen doldur
tepeden gelen sabit ışık
neredeyim ben
cevapları sen buldur
bir ameliyat masası
alınamaz anılar dolu
boşluklar var kafamda
lütfen
onları sen doldur
askıya aldılar aklımı
ameliyathanede
tepeden gelen sabit ışık
biraz da ruhuma vur
yetmez şimdi kanım
damarlarımı sen doldur
ölmeden son kez daha
tepeden gelen parlak ışık
zayıfla biraz
göremiyorum seni
oradaysan kendini kalbime tut
yetmez şimdi yaşamak
boşluklarıma bıçak vur
madem dolduramıyorsun onları
ağızlarında sen dur
yetmez şimdi aklım
düşüncelerimin elinden tut
yalvaramam sana
tut lütfen
tut...


Hal/Durum Raporu






Anahtarlar kayıp
giremiyorsun içeri
ve geçemiyorum içinden
yüzüyorum damarlarında
ama
kırmızı değilim ben

anahtarlar kayıp
bulmak için kayboldum ben
ve geldiğinde bulamadın beni sen
karanlıkta bir jilet
ve bulacağı olsa olsa bir damar
damarlarından dışarı taşan ben
baştan aşağı kırmızı olan sen

anahtarlar boynumda
kayıp olan ben
uzaklardan bağıran sen
yankı olup dönen ben
duyamayan sen
giremiyorsun içeri
kapıda bekleyen sen

anahtarlar kayıp
anahtarları arayan sen
içindeyken ben
nasıl olduysa kaybeden sen
karanlığında aydınlanan ben
kavuşmak için anahtar deliğinden bakan
biz
duvar yokki bize


3 Aralık 2008 Çarşamba

Arctica






Derin bir of çekmek
soğuk sular içmek
karanlıkta bıçak izi
soğuk sularda derin yüzmek
serin rüzgarlarda oturmak
donuk bakmak
soğukta bıçak sesi
buzdan
ve iç kesilmesi

saat yönünde çözülmek
donan tik tak
ilerlemeyen
ve
bitemeyen
bir
zaman
buğulu camında
zamanın kumları
buzdan
ve
soğuk
aynı zamanda
donuk


Kimim ben?






Bir gece vaktiydi
hüznünü senin yüzünden boynuna asan biri
önümüzden geçti
içimde bir saat vurdu
tavanım titredi
ya ben de öyle olursam?
imkanı yok dedin...
****
bir gündüz vaktiydi
hüznünü senin yüzünden boynunu asan biri
ve
ben
burun buruna geldik
bir fark göremedim
zaten o da farketmedi
aynı hüzün benim boynumda
içimde bir saat vurdu
ellerim titredi
ne farkım var ki şimdi?

2 Aralık 2008 Salı

Ölü Sabah





Bu sabah
kulağımda yankılar
yorgan
bir ölü toprağı gibi üzerimde
başımı koydum şey
yastık değil
üzüntülerim bukadar yumuşak olmamalı
ve bu kadar rahat
yataktan kalkasım yok
kulağımda yankılar
uyanmamak elde değil
yattığım yer sanki yatak değil
dilim varmaz söylemeye
duymamak elde değil
kulağımda yankılar

Sıkılmak






Kendimi yalanlayamam
bunu yapamam
evet
tat alamıyorum artık
bunu saklayamam
her anım sanki öncekinin aynı
ve
sonrasının tıpkısı
artık geriye saramam
bunu yapamam
hayır
çözüm bulamıyorum artık
bunu saklayamam

1 Aralık 2008 Pazartesi

Kafası Güzel





Bu geceyi de gündüze ben bağladım
yine..
ben de olmasam
ne yapacak şu dünya?

Siyah





Işıksızım...
korkusuzum...
ama
nafile...
yanlızım...
simsiyahım...
artık
konuşmak için başlayıp
susanlardanım

Kışın






Kışın tüm soğuğunda
çıplağım
o kadar giyinmeme rağmen
üşüyorum
içim yanmasına rağmen
ısıtmıyor
buz kestiriyor eksikliğin
olmuyor,olamıyor
sokaklardan taşıyor ümitlerim
yağmur olup yağıyor
farketmiyor
hepsi denize karışıyor


Yağmur Altında






Kaçarım kendimden
donuk ellerim de beni izler..
kaçamam
denizin kıyısından...
güneşim yok
bulutlarım var
kaçamam ıslanmaktan
yağmurum çok..
yazamam...

Yüksekten korkmak





Kusacağım sanki
tüm anılarım ağzıma geldi
çok yükseldim tutun beni
içim ters geldi
yerçekimi kayboldu
ünlemler çengelleşti
sırlar ters geldi
kusmama az kaldı
anılar ters geldi
düşüyorum şimdi

Ayna olmak






Boşuna benzetmeye çalışma kimselere
başaramazsın
benim o ben
bundan kaçamazsın
aynadaki görüntüler için
kimseyi suçlayamazsın
sensin o sen
bundan kaçamazsın..

Son Gece




Saçına yaseminler taktığın gece
hiç öyle istememiştim seni
gözlerim kıvrımlarından
aktı aktı aktı
boşa döküldü
birikti
ve
öylece kaldı
*****
bir çift göz vardı o gece
baktım baktım
içim kaldı
kelimeler yetersiz
anlamları kifayetsiz kaldı
******
sana hiç söyleyemedim
sen varsın nasıl olsa diye
yokluğuna fısıldamak
şu an çok acı...
ilk kez o gece
kıskandım seni
herkesten...
halbuki değildin oralı
*****
bir sen vardın o gece
birde içimde ağlayan çocuk
bırakıp gitmek hiç bukadar zor olmamıştı seni
sana aşık olmuştum yine o gece
tıpkı ilk günlerdeki gibi
o sıcacık hissi
farkında değildin
aklında başka şeyler olmalı
*****
sana sırılsıklam aşıktım o gece
ama karşılıksızdı sanki
ama okadar kocamandı ki içimdeki
ikimize de yetmişti
korktum aslında
ve bilemedin
seni hiç bukadar özlememiştim...

Düğüm




Bir elimde kelimeler
bir elimde olasılıklar
bakıyorum sana
tam karşımdasın
ama konuşmak ne mümkün
bir elinde elim
bir elinde en içten duygularım
dönüyorum senden
tam arkamdasın
gidemiyorsun
gidemiyorum
bağlanmışız


30 Kasım 2008 Pazar

Hiç tarifi





Bu bir yalan
bu bir gerçek
ne farkeder ki
bu bir hiç
ve
onu yaratmak için
körü körüne
içine atılan herşey
bu bir yalan
bu bir gerçek
ne farkeder ki
sonuçta hiç
nasıl açıklayayım
neyini anlatayım ki
sadece...
hiç

Kavgalı





Ne olmuş yani
görmemişsem bugün güneşi
çok mu büyük problem sanki
ışıkları benim üstümde parlamaz ki
ısıtamaz içimdekileri
isterse alınsın bana
kızıp üstüme yağmur yağdırsa umrumda değil
işlemez ki fedaileri derimden içeri
küsüp ışığını üstümden alsa
ne farkeder ki
dediğim gibi
ne olmuş görmemişsem bugün güneşi
hergün gördüm de ne değişti
söyleyin ona
kandıramaz beni

Şizofreni





Uzak ülkeler görüyorum
nereye gidersem gideyim
uçmayı imkansız görenler uçamaz sadece
her yerde küçük çocuklar görüyorum
nereye gidersem gideyim
varamıyorum
seslerini duyuyorum
senin benim bizim
sesi açık kalmış televizyonlar gibi
uçamayacağını düşünen herkes sürünüyor
küçük çocuklar mavi gözlü
uzak ülkeler görüyorum
içlerinde
yaseminler kokuyor buram buram
seslerimiz geliyor uzak ülkeden
uçuyor televizyonlar
çocuklar heryerden beliriyor
mavi ekran görüntüye hakim
uçmayı imkansız görenler düşünceler gibi çatışıyor
uçabilenler ile
mavi yaseminler
uzak çocuklar ile konuşuyor
küçük ülkelerde
senli benli bizli olmuşlar
sesler dalgalanıyor
nereye gidersem gideyim
varamıyorum
mavi mavi uçuyorum
çocuklar peşimde
yaseminler saçlarında
televizyonda canlı yayında
biz
aklın farklı iki ucu
seni ve beni
bu psikolojik kanserin sebebiyiz
uzak ülkem olma
gel geri
varamıyorum...

Şapşal,sen,ben,biz






Gözlerinde akrep varmışcasına kaçırma onları benden
bana hala sarılabiliyorken sarılmaktasın
ellerin ellerimi aramakta
soğuk gecelerde
yastıklar yetersiz yorgan münasebetsiz
ayrılamadık senle farkındasın
istemedik bunu hiç
bunun pekala ayrımındasın
parça parça içlerimiz
elin gidip dirseğin çekmekte
anlamaktasın
birbirimize bağlanmışız
ne çok geç ne çok erken
hala tam sırası
bakmalısın
bir zamanlar dediğin gibi
''şapşal''ız
çok üzülüyorum
anlamamalısın

Haberler





Kötü haber
kehanetin tuttu
iyi haber zaten hazırlıklıydım
kötü haber
aklım karman çorman
iyi haber
hep senin yüzünden başka sebebi yok
kötü haber
iyi haberlerimin hiçbiri yeterince iyi değil
kötü haber
kötü haberlerimin hepsi kötü
elimde hiçbirşey yok


Kuklanın Hikayesi





Bir kuklaydın sen
bal rengi saçları olan
bembeyaz tenli
daha kuklayken sevdim seni
muhtemelen herkesten fazla
belki biraz deli
ya da fazla küpeli
olan ben..
bir kuklaydın sen
kendini taklit etmeye çabalardın
anlayamazdım
sana kendin ol derdim
anlayamazdın
anlayamazdım
ipleri tutan ellerini tutardım odalarda
dışarılarda tutamazdım
kuklayı oynatamazdın
bir kukla sevdim
ışık gölge oyununda gölgeye aşık olmak gibi
daha seni gölgeyken sevdim
bir gece yumuşak bir rüzgarla çıktım kareden
ipler bende
kukla sende kaldı..
nasıl oldu bilemiyorum
ama ipler kalbin ve aklına bağlıydı
güldüm en son
kuklaya ihtiyacın kalmamıştı
aklın ve kalbin bende kalmış
sen kuklalaşmıştın
ağladım en son
kaybolanların masalında*
elimde ipler
ve ucunda asılı olan emanetlerle


*Günlerden bir gün
A.H.R.G. III. 12:14

28 Kasım 2008 Cuma

Anlatamadan anlatmak


Benim için nasıl birşey
ölüm gibi değil
yaşam gibi değil
solur gibi değil
duyar gibi değil
kusar gibi değil
içer gibi değil
susar gibi değil
masal sonrası
rüya gibi
daha uyanamadım sanki
ayılınca gerçekleri vuracağım soğuk sular gibi
yüzüme yüzüme
bunu hissetmek hoş değil
ve
günaydın Emre!!
ne yazık ki aydınlık da değil
bu bir sabah değil...

Gözkurusu



Kuru benim gözyaşlarım
kupkuru
asla göremez kimse ağladığımı
ıslak bir hadise değildir benim için
ağlamak bir eylem değildir artık
bir nefestir belki
ağlamak değildir belki adı
nefes almaktır
içi acımaktır
duygusallık değildir bunun adı
kurutulmaktır
duyguları birbirine girmektedir kişinin
nefes almakla ağlamak karıştırmıştır yerlerini
kuru kuru ağlarım bir nefesim gibi kuru
ıpıslak bir sen solurum
kimse göremez ağladığımı
ağlamak sitem değildir artık
ağlamak değildir de adı
yaşamın kendisidir
yaşam dediğimizde ayakta kalıp bunları yazabilmektir
kuru benim gözyaşlarım
güçlü sanılması belki bundandır...

Mum ve Ateş

Mum ve ateş
dünyanın en uyumsuz ikilisi belki
birbirlerini tüketmekte üstlerine yok halbuki
ama anlamak için insan sen ve ben olmalı sanki
ben burdan bakınca görmekteyim ki
mum ve ateş
dünyanın en uyumlu ikilisi
hayatı olduğu gibi kabul edip
sıcacık yaşamaktalar bu ilişkiyi
herşeyin sonu var elbet
ne ateş bunu bildiği için yanmaktan vazgeçer
ne mum bunu bildiği için destek olmaktan
bunu yapmaları demek sıcaklığı kaybetmek değilmi?
onlar böyle yaşar bu ilişkiyi
bir ilişkinin olması gerektiği gibi...

Sana ve Bana

Gece gece kendimden taşan sele
bütün benliklerimi vererekten boğulan bendeniz
son nefesime doğru ilerlerken
sensiz gecemin bulanıklığında
ne tuhaftır ki yanımda sen vardın
bana bir sen kadar uzaktın
yüzmeyi bilsende batmayı seçen sen
denizinde olmayacak üzüntülerin boğulurken
ne tuhaftır ki yanında ben vardım
sana bir sen kadar uzaktım
ölmeyi seçemedin
yaşamayı seçebildiğin gibi
elimden tutarken hayat daha basit değil
ama elimden tutarken daha güzel değil mi?
tek sorun tükenen cigerler
tükenmeyen kalplerimizle boğulacağız
sen ve ben
batarken bana can havliyle sarılan sen
ve senin tarafından batırılırken sana sarılan ben
sevmek böyle birşey demek ki
senden en uzak anımda yanımda sen vardın...

Boşluk





Bugün
bomboş
sokaklar dolu
ama içleri bomboş
baktımda
görülecek hiçbirşey yok
benim penceremden
herşey bomboş
bugün


27 Kasım 2008 Perşembe

Yankıların





Buz kesti içim
tekrar tekrar
yankılar kesildi birden
fısıltıların gölgesi düştü aramıza
yumuşak bir sessizlik sardı her yanımı
ve
herşey bir anda batmaya başladı
hem yere hem bana..
karanlıkta bir kadeh kırıldı
gölgesi elimde kaldı
kime yararı olur ki bundan sonra
ne sana ne bana


Eşikte





Yüzüm içime dönük
söyleyecek birşeyim yok
parmak uçlarım kayıp
avuçlarım yanık
ismim sönük
kırgın ama güçsüz değil
fakat sersemlemiş bir halde
oturmaktayım eşikte
ne içerdeyim ne dışardayım
sayende

???





Yapması kolay
söylemesi zor durumlardan birinde
ben zoru başardım
gel de yap şimdi
soru işaretlerime astığım anılar depreşti
gel de anla şimdi
mumyalanmış hislerim
canlandı yeniden
gel de anlat şimdi
ben zoru başardım
hepsi sana bağlanmaktaymış meğer
gel de açıkla şimdi
yapması kolay
söylemesi zor bir durumdayım
gel de çıkart şimdi

25 Kasım 2008 Salı

Dostum





hadi el ver bana
tut fırçalarımı
birlikte boyayalım gökyüzümüzü
eskiden hep yaptığımız gibi
yokluğunda gökyüzünü göremez oluyorum
bazen
renkler soluyor
solduruluyor
soru işaretleri ile gökyüzü boyanmıyor
gel yine boyayalım
özlemişim seni
en içten renklerimle
dostum...


23 Kasım 2008 Pazar

Kansız





Çaresizlikten bunlar
derbederlikten
duvarların gevezeliğinden bıkmaktan hep
aynı cevapları duymaktan
kendini korumaya çalışmaktan
yazmak değil bunun adı
kanatmak kendini
öylesine içten ve canlı
ne diyorsa içimdeki o
ve diyemiyorsa da haklı
milyon tane tilki döner kafamda
hepsinin kuyruğu çatallı
yırttılar aklımı
takıla takıla
yırttılar anımı

G.G.





Bir gece idi günlerden
gri gökyüzü
sıkıntılı bulutlar
derdini sorsan ağlayacaklar
keşkelerimi giydim bağcıklarımı bağladım
soğuk esiyor sessizlik
üşütmemek için
kalın anılarımı giydim...
göğsümün üstünde düzenli kıpırtılar
düzenli bir nefes alış veriş sesi
huzur kokan kazak
senle uyur gibi
kapattım düğmelerimi...
soğuk esiyor sessizlik
bir yağmur bastırdı
anlamadım
içimden mi?
yoksa dışımdan mı?
bir gece günlerden
kapkaranlık içi
içimde
gece günlerden
gerçeklerime gün doğamadı

22 Kasım 2008 Cumartesi

Saat kaç?




Akrep ile yelkovan gibiyiz senle
alt alta
ve
üst üste
hem kovalayıp
hemde
kaçıyoruz birbirimizden
aynı çemberin içinde
keşke saat 12 olsa
çok geç olmadan
*****
derken
pil bitti...

Gecenin Rengine





Kan kırmızı yağan yağmurlar var bu gece
için için ağlayanlar var içimde
sesleri soğuktan keskin
binbir çocuk var içimde
hepside şekerleri alınmış gibi mahsun
sensizlik var bu gece
içimde sen olmana rağmen
sensizim bir şekilde
gecenin en kör yerinde
yağmur altında çocuklar var bu gece
hepsi bizim
binbir tane
yağmur soğuktan da keskin
sokaklar kan kırmızı bu gece

Hayata





Bazı günler vardır
hayatı tek kelime ile ifade edebilecek kadar basit görürsün
bazı günler vardır
hayat zaten tek kelimedir
bazı günler vardır
hayatı nekadar konuşursan konuş tarif edemezsin
bazı günler vardır
hayat kelimelerden trendir
bazı hayatlar vardır
tek kelimedir
bazı günler gibi

Çözümsüze





istemeden istedim
sevmeden sevdim
korkmadan korktum
kaçmadan kaçtım
bilmeden bildim
silmeden sildim
görmeden gördüm
duymadan duydum
ölmeden öldüm


istemeden korktum
bilmeden gördüm
silmeden kaçtım
kaçmadan istedim
duymadan bildim
görmeden sildim
sevmeden duydum
ölmeden sevdim
korkmadan öldüm

Anlamsızca





Bazı şeyler vardır
öyle şeyler olur ki
o anlarda
birşey diyemezsin
birşey vardır ama
onu bilirsin
adı aklına gelmez
neydi o?

Şiirli rüya kabuslu şiir





Hayaller caddesinde
koşturan çocuğa
araba çarpar
kabus gibi
hayaller caddesinde
koşturan çocuğa
araba çarpar
yokluk gibi
hayaller caddesinde
kabus gibi
koşturan çocuğa
araba çarpar
sanki
o değil gibi
hayaller caddesinde
koşturan çocuğa
kabus gibi
araba çarpar
şöförü karabasan sanki
hayaller caddesinde
koşturan çocuğa
araba çarpar
yokmuş gibi...

kimse görmez
göremez zaten
cadde hayalden yapılmıştır
ve yıkılır
görülcek birşey kalmamıştır
ve
araba döner gider
kabus kalır geriye...

Gitmek İsteyene





Gidenler bilir
elbette
gitmek ne demektir...
peki ya kalanlar...
arkasından bakanlar
el sallayacak kadar şansı olmayanlar...
geride kalan da gitmek nedir bilir
giden kendinden bir parça
içinden biridir
yüreğine yakın
kendine sıcak
içi kor gibi
yakarak dağlayan
bunu anca kalan bilebilir...
giden istediği kadar gidebilir
istediği yere
ama kalan
bu şehri tek başına ayakta tutmak zorunda kalmıştır aynı zamanda
sadece geride kalmak değildir onun ki artık
anılarda ona kalmıştır
hüzünlerin büyük kısmı da
söyleyecekleri de içinde kalmıştır
gidenin ardından bakakalmıştır
öyle bir kalmaktır onun ki
kalakalmaktır
mesele
gitmek ya da kalmak değildir
belki
mesele
ayrı kalmaktır
giden hayatı kovalarken
kalan için
herşey
hayatta kalmaktır...

Bir Foça Hatırası





Anlardan cırcır böceği
şimdiler senle bilendi
korkular dolunay oldu
gündüzüm günbatımında renklendi
kalenin önü
yengecin yanı
denizin dibi
biranın rengi...
dertler deniz oldu
havalar ayaz oldu
aylardan cırcır böceği
özlemek sende birleşti
bende
dellendi
emre-sus!!
galiba birileri özlendi...


Boyacı





Güçlü göründüğün oranda kırılgan olmasan
cesaret gösterdiğin anda korkmasan
aştığın anda dönüp bakmasan
hem hayal kurup hemde ölmekten korkmasan
seneleri gün içinde yaşamaya çalışmasan
kaçmayı düşünmesen savaştığın anda
bir anlığına da olsa
bıraksan herşeyi
benim kadar deneyimli bir gökyüzü boyayıcısını dinlesen
hayallerini birdaha birdaha çizsen
ve
birlikte boyasak
okadar da sorumsuz olmadığımı
anlayacaksın
ve birşeylerin içini doldurmanın
ne kadar çok sevgi ve sabır gerektirdiğini
gökyüzüm sanki ha delincek ha delindi
ben ise anlardan şimdi
elimde korkularımı boyuyorum
dalları sana eğildi


Farkında





Üzgünüm
ve küskün
farkındayım
değişti birşeyler
sende
bana dair
olan bende
o ile ben
sanki başka benlikler
görmediğin
tüm benliklerim
seninler...


Körlemesine





Körlemesine atlarken
kör kuyulara
karanlık değil aslında
bembeyaz herşey
uçarken
hayallerimin yanlarına
kulaklarımda uğuldayan sesin
çığlık değil
melodi aslında
ve tozpembe aşk
bir deniz kıyısında
sevdiğim sen değil
belki de
kör kuyuların aslında
yine de
bembeyaz herşey
ben kör kuyularında



Okuyasın





Gidesim var
gelesin yok
diyesim var
duyasın yok
kırgınım
haberin yok
bilesin...

Sıkıntı





Anlatamıyorum
yazamıyorum
tıkandım
açılamıyor
içimdeki perde
arkasındaki sesler
duyulamıyor
duyuramıyorum
sesimi
kısıldım sanki
anlatamıyorum

Kırgın





Şimdi
zamanı değil...
sonra
belki
çok sonra..
çok önce istemiştim
şimdi oldu
başka da birşey olmadı
şimdi
zamanı değil...
belki
asla..

Balkonumdan





Sarkaçlar çalışmakta sabahın köründe
bu şehir uyanamamakta
kimileri de
uyuyamamakta
sokaklar utanmakta kirinden
gün ışımamakta
hava donuk
hava dingin
hava soğuk
kimin umrunda
huzursuz kabuslarında herkesleşen insanlar topluluğu
bu şehir
uyanamamakta
baksada göremeyip
farkına varmamakta
söken şafağın renginin...
umursamamakta belki de
kimin umrunda
sarkaçlar çalışmakta sabahın köründe
bu şehir uyanmakta
kirletilen bir güne daha merhaba...

Soluklanmak





nefes al nefes ver
sıkışık odalarda
yetersiz cigerler
taşınamayan oksijen
nefasetsiz nefesler
durma
soluklan biraz
git
ve tut nefsini
nefes al nefes ver
daraşmalık odalarda
nefeslerin değersiz
üfürüklerin sihirsiz
neyi tılsımlayabilirsin ki...

Üstüne alınana





Kimsesizliğime ünlem çaktım
geldim birde yandan baktım
altını üstünü boşver
bende bir insanım
******
kimsesizlik
önce
''kimse''
olamayanlar içindir
bu sebepten
bazı ''kimseler''!! var ki
daima
''şey''
olmaya mahkumlar
mesela
''balta''lara ''sap''olabilirler...
en azından
bu da bir''şey''

Yokluk





Küçük düşmüşlüğün bağrında
açlık sersefalet ve yokluğun pençesindeki
sen ve ben
bakarız ''gibi''lerin penceresinden
hayata
herşey yolundaymış
gibi...


Uçmak





Uçuyorum
ayaklarım yerde olduğu halde
başka bir dünyadayım
başka alemlerde
arkasında birşeyler bırakacak kadar
birikimliysem eğer
onları da kendimle götürecek kadar
güçlü olmalıyım
*****
başka alemlere uçuyorum
bağcıklarım çözülmüş
dünya ile bağlarım kopmuşcasına
sırasını bekleyen
sıradan bir adam
sır gibi sakladığı
hayal dünyasında
uçuyor işte
ayakları yerde olduğu halde
birikimleri kendiyle gelmese de

Tepkisel





Aşk meydan savaşı
olamaz
aşkta
kaybeden bulunamaz
aşık adam
taraf tutamaz
aşkı tutar
aşk yaralar
ama
bundan sorumlu tutulamaz
aşkta kural olmaz
çemberde köşe gibi
ama aşk yine de bellidir
mükemmel bir daire gibi
aşk birine karşı kullanılamaz
tutup savurulamaz
öfkeyle tutulamaz
aşk meydan savaşı
olamaz
herkesin aşkı kendine...

Söz




Biliyorum ki
ben ölürken
orada olamayacaksın
zira herkes
kendine ölür
kendi kendine
söz veriyorum ki
gözüm açık gittiğimi bilmeyeceksin
beni iyi bilecek
helal edeceksin haklarını
beni salıvereceksin
ve anıları
biliyorum ki
farketmeyeceksin
gözlerin arasa da
görmeyeceksin
söz veriyorum
sana öldüğümü bilmeyeceksin

Bazen




Bazen
durmayı bilmeli insan
duymalı
dinlemeli
anafor gibi dönen yaşamın bulanıklığına
bunalıklığına
buğusuna
bakıp

Bazen
bilmeli insan
artık çok geç diye bir şey olmadığını
dönüp gitmenin göründüğü gibi
onursuz
olmadığını
herzaman olmasa da
bazen...

Bazen
durmalı insan
durup düşünmeli
bazı şeyleri birbirinden ayırmalı
dersler çıkartıp notlar almalı
kıymetlilerini
belki
yanında taşımamalı
bu ceketi
gerekiyorsa
çıkartıp askıya asmalı
belki
tam sırası

Bazen
ne var ne yoksa
bağırmalı
düğümlerini
keserek açmalı...
****
eskiden
bazen
şimdi
herzaman
diyorum ki
''tam zamanı,
herşey dursun,
inecek var zamandan...''

Kabus




bir gece
kendimden uyandım
terler içinde
soğuk sular kustum
buz gibiydi göz kapaklarım
açılmıyordu
gördüm
saçlarım uğulduyordu
yatağım diken diken
eşyalarım kinayeli
sarmaşıklar gibi ellerim
odamda birileri bağuluyordu
sessizlik karanlıktanda
koyu

Kendi kendine




Hayatı kendine haline bıraktım
boş yollardan geçtim
güneş bulutlarla dans ederken
vapur martılarla kavgalıyken
boş yollardan geçtim
doldurmaya çalışmadan
güneş bulutlarla saklambaç oynarken
martılar vapurla barışmaya çalışırken
ıslak kaldırımlarda yürürken
güneş evine döndü
martıları da yanına alarak
boş yollardan geçtim
evet hala boş
hayat kendi haline bırakılınca
çok boş

Kimse




Benim yüzümden
hayallerinden olma
kaldıramam
benim yüzümden
kendini sakın bırakma
beni sevme demiyorum
ama bana kapılma
bunu bize yapma
benim yüzümden kapışma
kimseyle
kimseden kastımı biliyorsun
bu sorumluluğu alamam
sana ne ''bana karışma'' dedim
ne ''ben istediğimi yaparım''
ben sadece
sana düşlerini kurduklarını vaadedemem
benim yüzümden
düşlerinden olma
bana bunu yapma
ya sonuna kadar yanımda dur
ya da lütfen hiç durma
cümlelerimiz hala noktalanmamış iken
sen düşlerine nokta koyma...
beni kimselere açıklamadan
önce kendine açıkla
üstümden sakın kumar oynama
kaybeden sen olursun
bana keşkelerini bırakma
anıların yeterli gelecektir
hayallerinde...
bay ideal değilim belki
kimselere göre
peki sence?

belirsizliğini koruyacağına
beni de değil kendini koru
belki ozaman
bizi de korumuş olabilirsin
ama
sen yine de benim yüzümden
bunu yapma...
istediğin için yap

Fark




Öyle ya
umutsuzluk dışıma verdiğim adım
güvenilir değilim ben
geleceği parlak mı?
yakınımdan geçmez
evlat olsam sevilmem
bana da zaten evlat teslim edilmez
hele hele
birileri bana kızını teslim edecek
gülünür buna
değil mi?
benim hayallerim kağıttan nasıl olsa
görünüşüm
içim hakkında yorumda bulunmalarına
sanki hak vermekte
hayatımın müzik olması
meslektaşlarım için bile
göz ucuyla bakıp yok artık deme sebebi
öyle ya
enayi dışıma verilen adım
şapşal
benim altyazım
kaybedeni
kötü çocuğu oynamak
sanki bana biçilen kaftanım
******
benimde hayallerim var
kağıttan değil onlar
yüzüyorlar
herkesinkiler gibi
benim kimseden bir ''farkım'' yok
herkes gibi
''farklıyım'' işte
öyle ya
ne haddimize
sevmek ve sevilmek
çapayım ben
herkeste benle birlikte dipte
sevilmeyen adam
bu da emre'nin adı....

Yeni!lenmek




Koş git
kendine yeni bir ruh al
eskittin eskisini
eskiyinceye kadar
eskicilere vermelere kalktın
kullanışsız diye
bilemedin
tecrübenin anlamını
işte ozaman
eskidi ruhun
gördüklerin
pas değildi
yaşanmışlıktı...

git kendine yeni bir ruh al
kirletme hissiyatını
hangi saf sularda arıtırsın
hangi ateşinde ısıtırsın
bilemem ama
yap yapabiliyorsan
umudunu madem kesmişsin ruhundan...

git kendine yeni bir ruh al
ama önce
yıka yağmurlarda eskidi sandığını
güzelce katla
öyle kaldır
rahatlat bari vicdanını...

git kendine yeni bir ruh al
ama
lütfen
bırak bütün alışkanlıklarını
yenisinin bedenine göre yerleş
unut yaşanmışlıklarını...

utanmazsan
bana da bir tane al
bulabilirsen
git kendine yeni bir ruh al...

Masalsı




İnsanlar kör olmuş
gözleri olmasa ne olurmuş
görseler de ne değişmiş
bakmayı bilmedikten sonra
farkı neymiş?
*****
hayat masal olmuş
ateşin başında
babam kaf dağına kral olmuş
kardeşim büyümüş
adam olmuş
işte o vakit
insanlar
görür olmuş
bakmayı bilir olmuş
bu masalda burada bitmiş
bir kış sabahı
yastık kaslarımız
donuk bulunmuş
yorganın dışında
bu masal bize fitil olmuş...

Çelişki




Senli benli olmayı bırakalım artık
biz olalım...



Devinim




Belirtemediysem
eğer
sevgimi
olmadığından değildir
yanımda taşımadığımdandır belki
evde
paranı unutmak gibi
okadar sıradan
artık
o kadar

gösteremediysem
eğer
değerimi
olmadığından değildir
bakarken görmediğindendir belki
ya da
terbiyemde evde kalmış demekki ama
görüp de söylemek işine gelmediğindendir
kıskançlık
ve yalancılığındandır
belki
yok artık
değil mi?
o kadar...

anlatamadıysam
eğer
kendimi
bilmediğimden değildir
bazı şeyler var ki
kolay paylaşılmaz
istenir fakat yapılamaz
evde yastık altında saklanılır bazen
belli kelimelerle taşınamaz
o kadar sordun soruları ama
doğru sormamışsındır belki onları
hatayı hiç kendinde aradın mı?

ve son olarak

ezdirmediysem
eğer
kendimi
kendimi matah birşey sandığımdan değildir
ama umursamamakla yakından uzaktan alakalı da değil
ben
sana göre
sen
farketmez
yani ben
ev dediğim kalbim aklım bedenim
ev dediğim benim
içimde koşar benliğim
benden çıkıp bana
anlaşılmaz isem eğer
olsa olsa
işte
bundandır

o kadar...

Şahsa şiir2




ahını aldık zamanın
sunulan anların
küstürdük kuşları
üstümüze esmez oldu rüzgar
suçluyu aradık durduk
ortada suç varmışcasına
''başlayan herşey biter''
demeye korktuk
bittiğine
sen kördün
ben gördüm
dolmuşların
otobüslerin
durakların
ahını aldık
kırdığımız kum saatinin
kumları saçıldı rüzgara
kumların ahını aldık
bize sunulan
zamanın
ahını aldık...



Şahsa şiir




Aptallıktı bizimkisi
kabul etmek lazım
körlemesine ilerlemiştik
aydınlığın içinden
şartlar elimizdeydi
cömertçe bir cimrilikle...
sevemedik birbirimizi
anı kavanozlayıp
raflara kaldırmaya kalktık
zamanı kırdık
kuşların ahını aldık
sahillerinde tabi
sevemedik çevremizi
birbirimizi sevmeye çalışırken
çevremize düşman olduk
birbirimizi çevremizde bulduk
sevemedik birbirimizi
aptallıktı bizimkisi
şartlar elimizdeydi
karanlığın içinde
ışığı gözlerimize tuttuk
kör olduk...


Senden saklı




Penceren önünden geçtiğimi sana anlatmasın
kaldırımın sana sen ne yaptın der gibi bakmasın
kapın
halime acıyıp açılıverdiğini
ağzından kaçırmasın
hele ki içeriye giremeyecek kadar kırılmış olduğumu
aman aman...
merdivenin
taşıdığım yükler hakkında
sana tek kelime etmesin
sokağın orda olduğumu sana söylemesin
otobüs durağın
sana nereye gittiğimi söylemesin
hepsi benim suç ortağım
öğrenirsen
biliyorum
hepsini terkedersin
yardım etmeye çalışanlara yaptığın gibi
ama onlarda en az benim kadar masumlar
hele ki vapurlar
anlatmasınlar
köşelerinde denize karşı nasıl ağladığımı
sahil yolu
sana ilk sarıldığım sokak
eline çekinerek tutunduğum cadde
yanlız geçişime tanıklıklarını
yüzüne vurmasınlar
kırma garibanları öğrenirsen
hepsi suç ortağım
anlatsalarda dinleyemeyeceğini
anlatamadım onlara
kabullenmediler
onlar bile
içindeki sen gibi...
gidip sorsan aynana
sana gösterecek
bir yüz bulamayacak
tüm şehir gibi
kendinide küstürdün
zavallı aynan gibi
bilirim en çok o üzülmekte sana şimdi
nasıl bildim okadar çok şeyi
nasıl
hiç tahmin ettin mi?
seni nasıl sana gözlerinin önüne serdiğimi?
tüm sokaklarınla
tüm caddelerinle
kaldırımların
ve duraklarınla
vapurların
ve denizlerinle
merdivenin
kapın
ve pencerenle
tüm şehrini nasıl bildim sence?
kendine geldiğinde
aynana bidaha bir bak bence
ama sana kimse anlatmasın bunları
benden önce...



Günlerden bir gün




Günlerden bir gün
bugün
sessiz
donuk
renksiz
hissiyatsız
ne sabah mahmurluğu
ne de mutfak sabahının cam buhusu
kışın soğuğu
veya
dışarı ilk adımında burnundaki isyan
yeterli değil beni kendime getirmeye...
ayaklarımın altında devrilen sadece yollar değil
her adımda içimde eksilen bir ben
ve de devrilen
tek yönlü
geriye dönsem bile
uzağa gidiyorum...

sabahın ayazı
martıların çığlığı
içim parçalı bulutlu
bulutlar ağlamaklı
içim sağanak yağışlı
sahil ağlamaklı...

uzağa gidiyorum
geriye dönsem bile
sana gelemiyorum
senin yoluna sapsamda
sana varamıyorum
penceren
bu soğuk sabaha kapalı...

günlerden bugün
takvimlerden alınmalı
içimden çekip çıkartılmalı
tüm takvimlerim
ve üstündeki resimlerinle
kanayamam belki
içim çekilirse...

öyle bir sabah ki
ıslanamıyorum
üşüyemiyorum
duramıyorum
ama
akşam da olmuyor
ben nerelere gidiyorum...

geldiğim yerde deniz kıyısı
iyonyanın bir adası
bu kaybolanların masalı
''günlerden bir gün''
diye girmeli anlatanı
ben ve benim gibi kaybolanların toplantısı
yeri belli
ama önce
kaybolmalı...
nasıl geldim diye soramamalı
masal olmalı...


A.H.R.G. II. 01:33

Geç(miş)




Geçmiş
büyük aldanı...
geçildi sanılan anlar
aslında hissiyat hep aynı
intikam soğuk yenen bir yemekse eğer
geçmiş onun masası
güzel bir körfez akşamı
ve
yenen yemeğin anısı...
düşünmez iken herşey kolay
aklının sokaklarında
geliverirsen burun buruna
ansızın...

geçmiş
büyük aldanı
geçti sanılan herşey
aslında
insanın içinde
daima yaşadığı...

Bir zamanlar Biz'e




Birgün içinden birşeyler
ama bu haksızlık derse
boğ kendini
vaktinde konuşmadığın için
ya o an konuşcaktın
ya sonsuza kadar susacaktın
içindeki sonsuzluğa haykır şimdi herşeyi
boğ kendini
çok geç artık
ele geçen şanslar için
harcandı ve bitti
kalanları kullanmak için ise çok geç şimdi
kendine sakla artık hepsini
boğ kendini
tıpkı yaptığını söylediğin gibi
gerçekten içindeki sonsuzluğa kus hepsini
tıpkı aynadaki sen gibi davran
boğ kendini....
*****
bu hallere düşeceğine hiç inanmamıştım...
çok üzgünüm sana
senin yerine de...
ne acı
farkında değilsin bile
aynı zaman da ne mutlu da
trajik ölesiye...
*****
lütfen haksızlık deme şimdi
geri gelmeye kalkarsan
öyle bir yolun yok artık ihtimali
içimde çürüttüğün gerçeklerini
illa göz önüne mi sermeli?
bende bıraktığın sermayeni
lütfen gelme geri
haksızlık deme sakın
adımı alma lütfen ağzına
bir yola saptım bile
tıpkı yalan söyleyerek istediğin gibi
tıpkı senin dediğin gibi
diyorum şimdi
''geri adım atamam artık geri''
ama en azından yalan söylemiyorum senin gibi
*****
Çok ilerde birgün
içinden birşeyler
ama bu haksızlık derse
sustur kendini
seninde bana inanmadan dediğin gibi
''maceraydı'',''yırttım sayfalarımızı''de
ben iyice inandırdım kendimi şimdi
tıpkı senin yapmış olduğun gibi
ama benim hislerim tamamen gerçek şimdi
hem kendime
hem o'na
baş edemezsin bununla
ne olur daha fazla üzülecek şeyler yapma
boğ kendini şimdi
o an konuşacaktın
ya da
sonsuza kadar susacaktın
sonsuza kadar sus şimdi...



Beklenti




Ölüm bunun adı
ölüm olmalı
ölmedim hiç
ama
yaşamak değil bunun adı
en azından bunu bilebilirim
ölüm olmalı
ölüm bunun adı
yaşarken henüz
hiç ölmedim hiç
ama
ölüler bilir bu tadı
kekremsi hafiften
kırmızı şarap ağzı
kan rengi
ama değil tadı
bilirimki zehir adı
inadına içilir hergün
ölüm bunun adı
ölüm olmalı
onu bunu bilemem ama
deneyenler bilir o adı
bağımlılık yapar varlığı
sürekli ararsın o anları
varlığı huzursuz
yokluğu anlamsız yapar
en az varlığı kadar
beklemek bunun adı
kimi zaman bulamamak bunun farkı
içilir herkese göre farklı tadı
bana göre ölüm adı
yaşarken hemde
bekleyiş karşılıksızsa şayet...
düşünmek zor gelir artık
sen koy adını...

Bir ilişkiye dair




Sensiz de hayat güzel
merak etme herşey iyi
seninle olduğu gibi değil tabi
ama bunu ne iyi ne kötü algılama
yaşıyorum istediğim gibi
doğrusu bu aslında
arkandan ağladığımı düşünme
senleyken
ağladım yeterince
sensizliği düşününce
o anlarıma saymalı belki de
çocukluğuma çocukluğumuza vermeli
olgunlaşmalı
ve kabul etmeli
birlikte olamayacağımız gerçeğini
****
''hayat bizi ayırdı''
''başarısız olduk''
''yenildik''
''dağıldık''
''kaybettik birbirimizi''
istediğini de buna
ama kararı alırken
bu saydıklarımın esamesi geçmemişti...
pişmanlık kapı dışarı edilmişti tarafımdan
senin sayende ise senin bendeki sevgin...
ayrıca ne samıştın okadar senenin ardından
bendeki değişimi insanların farketmeyeceğinimi?
bence sende geçmelisin bu boş meseleyi...
kimin ayrıldığı bukadar önemli mi?
bitmiş olmasında değilmi ilgi çeken artık tek yeri?
****
böyle konuştuğuma bakma artık
ağlama bile asla
''ben seni sevmiştim...''
''sonsuza kadar bekleyeceğim...''
ne yeri ne zamanı şimdi...
hepsi geçti ve gitti
birer masal gibiler şimdi
peri hikayesi bile olsa
bu masal karşılıklı umursamadığımız ilk gün bitmişti...


O'na




Aklım kapalı bugün
sağanak yağışlı
denizi çalkantılı
sokaklarında yürüsen
kimbilir nasıl rüzgarlı
seyyar satıcılılar bugün yorgun
uzaktaki dağları karlı
ah bir bilsen
karşıyakam gözükmüyor
alsancağım puslu
göztepem yorgun
körfezim sisli
saatim
altı otuzbeş e ayarlı
izmirim ben bu sabah
ve o da sana yağışlı
benden farkı yok
sana kanlı bıçaklı
sana değil aslında
kendine davacı
izmirim ben bugün
ve izmir hiç olmadığı kadar acılı...

Bensel




Trene bindim bugün
sadece beş yaşındayım
okadar güzel ki herşey
olgun birinin elinden tutuyorum
o an için olmak istediğim herşey
*****
...ve seneler geçti
ölümüne uyandım bu sabah
okadar gerçek ki herşey
olgun birinin elinden tutuyorum
ve
o cesareti...
halen daha mevcut onda olmak istediğim herşey
*****
...ve aylar geçti
yokluğuna uyandım bu sabah
okadar boş ki herşey
elinden tutamıyorum
öğütlerine ihtiyacım var bugün hergünden fazla
herkesten çok
herşeyden çok
sana ihtiyaç hissettim bugün
*****
nikotin kokusu,trenler,kol saatin,bana verdiğin son cep harçlığı...
hepsi benimle,sen hariç
ve bir hafıza dolusu anı
bir çocuğun çocukluğu boyunda hepsi
ve hepsi okadar canlı...
*****
bugün trene binsem yine
babannem hiç ağlamasa
adının yazdığı taş yerine
gittiğimiz yer herzaman muhabbet ettiğimiz oda olsa
ben yine beş yaşına gelsem
ve yine onbeş senemiz olsa
sen yine günde paketlerce sigara içsen
ama yinede gelebileceğim uzaklıkta olsan
çok özledim seni büyükbabam
trenlere binsek senle
ben yine 5 yaşımda olsam...

Sizsizlik





Bilemezsiniz
hiçbiriniz bilemezsiniz
nekadar anlatsam da
boş
nafile
akıntıma karşı kürek çekmeyin artık
siz benim gözümde zaten kaybetmiştiniz
bu masa başında kaybedilmiş bir maçtı
iki taraf içinde...
siz beni kaybettiniz
yok ettiniz
ve o karanlıkta
bende sizi kaybettim

Kayıp




Ben var ya ben
tamı tamına 772 yaşındayım
ben
hem benim hem değilim
ben bazen senim
sen bilmesende
ben bazen
körüm
ben 100 metreyim
ben 500 tavşan gücündeyim
ben bildiğin çocuğum
ben aslında çok üzgünüm
belki biraz sarhoşum
ben var ya ben
küçük tepeleri yarattım
ben
her yaptığımı kırdım
her kırdığımı da yaptım
eskisi gibi olmaz bazen
ben eskisinden de iyi yaptım
anlayan anladı
anlamayana da ben anlattım
ben tüm yalanları söyledim
tüm oyunları oynadım
ben sen o biz siz onlar
çoğaldım kendi içimde gruplandım
ben biraz abarttım
dozu kasten kaçırdım
geldim sarhoş ettim
gittim eksilttim
gelirken kaybettim
giderken
buldum
onu da kaybettim
sen bu labirentte kaybol diye
düz çizgide
her şekli çizdim
anlayamadıysan kaybol
gözüm görmesin
ben
herzaman bazen
bazen kimizaman
kimizaman da herzaman
gerçekleri sahtelerine gizledim
hayatın kendisi gibi
bulana kadar ölün istedim

Yalınlık





Yalnızlık diyorlar adına
kimiside
yanlızlık...
farketmez gerçi neyi kastettikleri önemli bana
''yanlızlık gittiğin yoldan gelir''
demiş
hatrı sayılır birileri
kimileri de
yanlızlık çöreklenir
yanlızlık takip eder
yanlızlık gelir bulur...
diye uzayıp gidiyor
bense
yalnızım diyorum
çünkü
yalnızlık benim
kendimde olan birşey
ben yalnızlıkken ben
yine benim
ve
kim yalnızsa o anda
yine kendisi...
yalnızlıkta insanın bir parçası çünkü
****
yalnızlık kişileşirse eğer
kimse onu görememeli tahminimce
çünkü
ozaman yalnızlık bile
yalnız kalamaz...
o vakit
kimse yalnız olamaz...
****
yalnızlık çevrende kaç kişi olduğuyla orantılı değildir
kalabalığın içindeyken bile yalnız oluşumda bundandır
yalnızlık terkedilmekle de alakalı değildir
ya da terketmekle
yalnızlık kuru kuru ''ben yalnızım'' demekle olmaz
yalnızken sesin yankı yapar açıklıkta bile
sadece kendinle sarılısındır çünkü
ve
yalnızsan
korkmana gerek olmaz
yalnızlık seçilebilir bana göre
ne de olsa ben o da bir nevi
neyinden korkayım ki?

Hatırla(n)mayan




Çok üzgünüm
hatırlayamadığım için
istemediğimden değil
keşke
hatırlayabilsem
ama bu isteksiz kayıplar
benim suçum değil
benim yüzümden olsada
hatırlayamadığım içindir o da
tüm sorumluluğum unutmakmış
nekadar ironik
çevremdeki çoğu şeyin sözlerde kaldığı dünyada
benim için tek yol
unutmamak
******
çok korkuyorum
unutacağım diye
seni de
çevremdeki herşey gibi
gidip gelen elektrik gibi
nasıl anlatayım ki...
kıyıya vurup çekilen dalgalar gibi sanki anılarım
denizlerim hırçınlaştı bir anda
nerden bilecektinki
karanlık sularıma atacağın bir taşın
bukadar çalkantı yapabileceğini
gelde anlat şimdi
nelerin akıntıya kapılıp gittiğini
****
korkuyorum
herşeyi bir gün unutmaktan
nereye neden gittiğimi hatırlayamamaktan ötürü
muzdaribim...
yaptığım şeyleri hatırlayamazsam
sorumluluğunu nasıl alabileceğim peki
****
ve sen
unutkanın tekini nasıl sevebilirsin ki...
güvenmeden...
bilmeden...
hazır değilmişim demekki
gelme üstüme
çok üzgünüm
seni hakettiğin gibi sevemediğim için
dibe çeken çapalarıma bir yenisini taktığım için
işin acısıda
senin elinden çıkmış olması heralde
adli tıp açıklasın bakalım
ölüm sebebimi
cinayet mi?
intihar mı?
****
hatırlayamıyorum
acitasyon değil
ya da
imgesel herhangi birşey
çünkü hatırlayamıyorum
tekrardan gelen bir dalga
inatla geçmişe baktırılmanın bir yan etkisi
esas etkilerinden daha etkili
kayıp saatler
kayıp bilinçlere eşit
bazen diyorumki
bende gidebilsem
aklımın gittiği yere
beden ve bilinç birbirinden ayrıldığı zaman
en çok ozaman ölüme yaklaşıp ölemiyorum işte
en çok ozaman acıtıyor
geri gelen dünyam
ya hiç gitmesin
ya da
temelli gitsin
böyle yaşanamıyor
yaşanılmıyor
çok özür dilerim
korkuyorum....

Aydınlıktan Karanlığa




Gözlerin beni ararsa
o koca aydınlığın içindeki
minik gölgedeyim
sessizliğe ihtiyacın olursa
ben kendi gölgemde saklanırken
seni de yanıma alabilirim
artık sormaktan bıktım
ne zaman son bulacağını
korkularım bu kez tüm geceye uzandı
eğer kendimi bir kez bulursam
yanında kalmaya gelecegim

gözlerim seni arayacak
aydınlığın gölgesinde
sessizliğe ihtiyacım olacak
sağır olmaya
sen bilmesen bile bazen
oralarda olacağım
sen ve ben gibiler
aydınlıkta yaşayamazlar ki
bir yanları çürümeli
kendini bulduğun zaman
artık biliyorum ki
hissedeceğim

Sen




Şimşekler çaktı beynimde
fırtınalar koptu içerde
sanki
hiç affım yoktu kendime
senin o fırtınada ne işin vardı
hiç bu soruyu kendime sormamıştım
kazazede gibi davrandım sana aylarca
çünkü
hayatımda bulunmak böyle birşey

Ay dolunay oldu beynimde
gecenin körü oldu
sanki tüm ışıklar çekildi içimde
sanki hiç affım yoktu kendime
senin o karanlıkta ne işin vardı
sana körmüşsün muamelesi ettim
hiç kendime sormamıştım
bu karanlığı sen yaratmadınmı zaten diye
senin sabahı taşıdığını nerden bilecektimki....
çünkü hayatımda bulunmak
geçici körlük demek

Gün doğdu beynimde
ve örselenmiş tüm duygularıma gün doğdu
koşuşturdular içimde
okadar çok koştular ki
midem bulandı
iyiye yoramadım
bu histen uzaktım
o bulantının içinde ne işin vardı
bu soruyu kendime hiç sormamıştım dersem yalan olur
ışığınla birlikte sıcaklığını da getirdiğini nerden bilecektim

şu soruyu sorsana kendine
bukadar çabaya değermi sence?
cevabım sanırım sana olan hislerimde gizli
ben cevabımı biliyorum demekki.....


Gitme




Sen gittin
arkandan yağmur yağdı
ben gittim
sadece
bir kaç damla
gözyaşı
sen gittin
sessizlik arkandan
bir yağmur gibi yağdı
ben ise ıslandım
çünkü
bende sessiz kalakaldım